Yazar "Kaya, Serhat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Discourse Differences in the News: An Analysis on the News of the February 6, 2023 Kahramanmaraş Earthquakes(Ankara University, 2023) Erdoğan, Murat; Kaya, SerhatDiscourse differences in the news are becoming a debatable issue within the scope of media informing the society. One of these issues is the news of the earthquake that took place in Turkey on February 6, 2023 and whose effects were felt heavily in 10 provinces. After the earthquake, the media's way of serving the news and conveying it to the reader has become an important issue to be examined. The study covers the analysis of the earthquake news in Hürriyet and Sözcü newspapers through critical discourse analysis during the 7-day national mourning period announced on February 6. In this context, the news on the front pages of the printed versions of Hürriyet and Sözcü newspapers were analyzed with the method of Teun A. Van Dijk's critical discourse studies in order to reveal the differences in the content, design and rhetoric of the news between the newspapers. Under the title of “Discourse differences in earthquake news”, national scale similarities and differences of earthquake news are compared. It has been concluded that a different language, content and expression is used in the earthquake news in the newspapers that are the subject of the research. It has been revealed by the examined newspaper reports that there is a divergence over the adequacy or insufficiency of the interventions after the disaster. © 2023, Ankara University. All rights reserved.Öğe Kitle İletişimde Temel Çalışmalar James Curran ve “Yeni Revizyonizm”(Antalya Belek University, 2020) Kaya, Serhat1940’lı yıllardan beri kitle iletişim araştırmalarında ana akım ve eleştirel yaklaşımların ortak bir noktada birleşip birleşemeyeceğine dair çalışmalar Lazarsfeld’in ve Adorno’nun girişimiyle başlatılmıştır. Her iki yaklaşımın iktidarı politik ve ekonomik açıdan kavramsallaştırmasının farklı olması yöndeşme olgusuna kısıtlamalar getirmektedir. Kitle iletişim araştırmalarında yapılan çalışmalar incelendiğinde genel anlamda her yaklaşım kendinden bir öncesine yönelttiği eleştiri ve itirazlar üzerine yeniden geliştirildiği veya araştırmanın eksik tarafını gidermeye yönelik olduğunu görmekteyiz. James Curran ise kültürel çalışmalar yaklaşımı içindeki alımlama analizlerini ve yöndeşme’yi yeni revizyonizm olarak değerlendirmektedir. Curran'ın, yeni revizyonizm kavramı ile alanı yeniden bir değerlendirme çabası içinde çalışmalar yaparak, kitle iletişim araştırmalarını farklı bir perspektiften değerlendirip yeni bir bakış açısıyla sorgulaması çalışmamızın hipotezini oluşturmaktadır. Alan yazın taraması ve reorganizasyon yaklaşımından faydalanılarak hazırlanan çalışmamızın amacı ise bahsi geçen iki kuram arasında yöndeşme çabalarını tarihsel süreç içerisinde anlatmaktır. Bu çalışma ile Türkiye’de hakkında görece çokça çalışma yapılmayan James Curran’ın geliştirdiği yeni revizyonizm kavramını açıklayıp alana katkılarını ortaya çıkararak bir sentez oluşturmaya çalışılmaktadır. James Curran'ın yeni revizyonizm düşüncesi ile iletişim araştırmalarını yeniden değerlendirip radikal geleneği daha da güçlendirdiği ve bu alana zihinsel reform olarak sayılabilecek katkıyı verdiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Sinemada Toksik Erkeklik: İki Aşığın Ölümü / The Killing of Two Lovers” (2020) Filmi Örneği(Giresun Üniversitesi, 2023) Sayıcı, Fırat; Kaya, SerhatErkeklik üzerine çalışmalar uzun yıllardır devam etmesine rağmen kısıtlıdır. Ancak günümüzde kadın çalışmalarının altının çizilmesi adına bile bu konular üzerinde derin araştırmaların yapılması elzemdir. Yaptığı çalışmalarla konuya önderlik eden ve "Masculinities’ (Erkeklikler) teorisini oluşturan Avustralyalı sosyolog Raewyn Connell ilgili alanın altyapısını oluşturmuştur. Toplumsal cinsiyet ve toksik erkekliğin tam anlaşılabilmesi ve konunun bütüncül değerlendirilebilmesi için sadece kadın-erkek ilişkilerinin değil erkeklerin aralarında oluşturdukları ilişkiler üzerinden de okumak gerekmektedir. Toksik erkeklik konusunun ağırlıklı olarak akademik düzlemde kaldığı ve sanat dallarıyla pek ilişkilendirilmediği gözlenmiştir. Bu çalışmanın erkekliğin rollerinin sorgulanması ve tartışılması, niteliksel olarak güçlendirilmesi, niceliksel olarak arttırılması, erkeklik üzerine yeni bir bakış açısı oluşturulması açısından erkeklik çalışmalarına katkı sağlayacağı ve yapılacak olan yeni erkeklik/sinema ilişkilendirilmesi çalışmalarına referans olacağı düşünülmektedir. Temel amaç, erkekliğin toksik davranışlarının film aracılığıyla nasıl işlendiğini, yansıtıldığını ve deneyimlendiğini ortaya koymaktır. Robert Machoian’ın yönettiği ilk uzun metrajlı filmi olan "İki Aşığın Ölümü/The Killing of Two Lovers" (2020), sinemada toksik erkekliği ana konu olarak işleyen son dönemdeki nadir filmlerden biridir. Karısını ve ailesini kaybetme korkusunun bir erkeği nasıl toksik saplantılara sürüklediğini anlatan yapımın toksik erkeklik - sinema ilişkisinin neden ve sonuçlarını ortaya koyduğu bu çalışmada belirtilmiştir. Sinema sanatının tüm anlatım olanaklarından yararlanarak hikâyesini seyirciye başarıyla aktaran bu önemli bağımsız film aynı zamanda tipik toksik erkeklik özelliklerinin de altını çizmeyi başarmıştır.Öğe Toksik Erkekliğin Türk Dizi Endüstrisinin Popüler Örnekleri Üzerinden Okunması, Hercai ve Sen Anlat Karadeniz(2023) Tansel, Betül; Kaya, SerhatKadın cinayetlerinin, cinsel istismar ve tacizlerin konvansiyonel medyada görece genişçe yer bulması sosyal medyada hızlı yayılıma girmesi birçok yeni kavramı da beraberinde meydana getirmektedir. 1980’li yılların sonlarına doğru Raewyn Connel tarafından ilk kez kullanılan toksik erkeklik (toxic masculinity) de bu kavramlardan birisidir. Connel, toksik erkekliği işçi sınıfı erkeklerinin, eşcinsel erkeklerin baskılanma hallerini ve orta sınıf beyaz erkeklerin konumunu açıklamak için kullanmaktadır. Toksik erkekliğin bilinirlik kazanmasında aktivist Tarana Burke’nin ilk olarak 2006 yılında MySpace’te başlattığı #MeToo hareketi bu bağlamda önemli bir başlangıçtır. Ocak 2018’de ise yine cinsel istismar ve tacize karşı mücadele etmek için Hollywood oyuncularının başlattığı “Time’s Up” dikkat çeken hareketlerden birisidir. Erkekliğin popüler medyaya yansıyan yüzlerine yönelik çok sayıda çalışma literatürde yer almaktadır. Biz de çalışmamızda toksik erkekliğin Türkiye dizi endüstrisindeki görünürlüğünü popüler örnekleri “Sen Anlat Karadeniz” ve “Hercai” üzerinden ele alacağız. Bu diziler özelinde toksik erkekliğin çeşitli yansıma biçimleri söylem ve eleştirel söylem analizi yöntemleriyle incelenecektir. Dizilerdeki saldırgan ve baskın erkeklik formlarının aşikâr edilmesi izler kitle üzerinde şüphesiz etki bırakmaktadır. Toksik erkeklik sahnelerine sıkça yer verilmesi ve ilgili sahnelerin uzun tutulması ise şiddeti normalleştirip sıradanlaştırdığını söyleyebiliriz.